Alerjik rinit (saman nezlesi), toplumda sık görülen Alerjik hastalıkların en önemlilerinden biridir. Alerjik rinitin diğer adları alerjik nezle polen alerjisi ve bahar alerjisidir.
Alerjenlere karşı burnumuzda meydana gelen aşırı ve anormal yanıt sonrasında oluşan burun akıntısı kaşıntısı ve tıkanıklık şikayetleri alerjik rinit olarak adlandırılır. .Bu alerjenler solunan havada bulunan ev tozu akarı, polen, küf sporları ve hayvan tüyleridir. Alerjik nezle yakınmaları bir bahar mevsimi boyunca olabileceği gibi yıl boyunca da devam edebilir. Allerjik rinit, hapşırma, burun akıntısı ve burun tıkanıklığı ile karakterizedir ve sıklıkla göz, burun ve damak kaşıntısı eşlik eder. Ülkemizde görülme sıklığı çocuklarda %5-35, erişkinlerde %10-30 arasında değişmektedir. Herhangi bir yaşta ortaya çıkabilirse de ilk belirtiler çoğunlukla çocukluk ve genç erişkin çağda ortaya çıkar. Allerjik rinitli kişilerde diğer allerjik hastalıkların (egzema, astım, oral allerji sendromu) görülme sıklığı daha fazladır. Örneğin hastaların % 60 -% 80 ‘inde astım gelişebilir.
Özellikle Alerjik olan anne ve/veya babaların çocuklarında görülme sıklığı % 60 ‘a kadar çıkar. endüstriyel gelişmiş ülkelerde, çevre kirliliği gibi faktörlerin artması ile giderek artmaktadır.
Alerjik rinit hayatı tehdit etme özelliği olmayan ancak hastanın konforunu belirgin şekilde bozan bir hastalıktır. Bu hastalıkta özellikle hastalar belirli bir alerjen ya da alerjenlerle karşılaştığı zaman şikayetler ortaya çıkar. Hastanın şikayetlerinin ortaya çıkabilmesi için hastanın en azından sorumlu alerjenle daha önceden bir kez karşılaşmış ve ona duyarlı hale gelmiş olması gereklidir.
Alerjik rinit mevsimsel veya yıl boyu olarak görülebilir. Özellikle polenler belli mevsimlerde ortaya çıktığı için her sene değişmekle birlikte belli aylarda rinit şikayetleri ortaya çıkabilir. Fakat bazı polenler yıl boyu şikayete yol açabilir. Ev tozu küfler ve kedi ve köpek gibi hayvan epitelleri yıl boyu şikayete yol açabilir. Ev tozu ve küflerde aynı şekilde mevsim geçiş aylarında rinit şikayetlerinde bir artışa yol açabilir.
Alerjik rinit belirtileri içerisinde, burun kaşıntısı, arka arkaya defalarca 10’ dan fazla hapşırma, su gibi bol miktarda burun akıntısı, burun tıkanıklığı yer alır. Alerjik rinitli hastalarda alerjenle karşılaştıktan sonra dakikalar içerisinde hapşurma, burunda kaşınma, burun akması ve/veya burun tıkanıklığı olur. Burun tıkanıklığı sinüzite, geniz akıntısına, baş ağrısına, koku almada güçlüğe yol açabilir. Özellikle uzun süre devam eden geniz akıntısı ile birlikte öksürük olabilir. Ayrıca gözlerde kaşıntı, kızarıklık, sulanma, şişme olabilir. Kaşıntı boğazda kulakta da olabilir. Burun tıkanıklığı sürekli ağızdan nefes almaya neden olabilir. Bu da ağız kurumasına, yüksek damağa ve diş bozukluklarına yol açabilir. Devamlı burun kaşıntısı ve akıntısı nedeniyle özellikle çocukların elleri ile burnunu yukarı doğru itmesi alerji selamı olarak isimlendirilir, burunda alerji çizgisini oluşmasına yol açar. Hastaların alt göz kapakları genellikle koyu renklidir. Hastaların uyku kalitesinin bozulması ile devamlı yorgunluk hissi, geceleri horlama ve sık sık uykudan uyanma gün içinde konsantrasyon zorluğuna da neden olur.
Astımın da birlikte görüldüğü hastalarda, nefes darlığı, hırıltlı solunum, göğüste sıkışma hissi, öksürük gibi bulgular olabilir. Özellikle Alerjik rinitli hastalarda anti Alerjik (antihistaminik) ilaç aldıktan sonra bulgularda belirgin gerileme olur.
Alerjik rinit tanısı için alerji uzmanı tarafından hastanın şikayetlerinin ve hikayesinin alerjik rinit ile uyumlu olup olmadığını değerlendirir. Alerjik rinitli hastalar uzun süre grip zannedilip yanlış tedaviler uygulanabilir. Hastalarda Alerjik rinit düşündükten sonra, öncelikle burun içi mukoza muayenesi yapılır Muayenede burun mukozasının soluk ve şiş olduğu, saydam yapışkan burun akıntısı olduğu, geniz akıntısı olduğu gözlenebilir. Alerjik rinitin esas tanısı alerjenlere karşı oluşan IgE antikorlarının gösterilmesidir. Bunun için kan testi yapılabilir.
Alerjik rinit tanısını koymada en iyisi alerji cilt testileridir. Bu hastalarda tanıyı desteklemek ve sorumlu alerjeni saptamak için için cilt testleri deri prick test uygulanır. Cilt testleri içerisinde özgüllüğü ve duyarlılığı en yüksek olan test ön kol iç yüzüne ya da sırta uygulanabilen prick (delme) testtidir Cilt testi 20 dakika gibi kısa bir sürede alerjenlere tek tek bakılarak en doğru sonucu verir. Önemli olan nokta cilt testinde pozitif saptanan alerjenlerin hastanın şikayetlerinden sorumlu olup olmadığının değerlendirilmesidir. Bu nedenle cilt testlerinin yapılması ve yorumlanması alerji uzmanı tarafında yapılmalıdır.
Bu testte genellikle ön kol iç yüzüne daha önceden sırası belirlenmiş ve kola işaretlenmiş alanlara bir damla alerjen eksteresi damlatılır ve üzerinden deride ince bir iğne ucu ya da özel test ucu ile küçük bir delik açılır. Delik derinin sadece üst tabakasını kapsar. 15 dakika sonra ciltte oluşan kızarıklık ve kabarıklık ölçülür ve kayıt edilir. Test yaparken pozitif ve negatif kontrol mutlaka uygunlamalıdır. Pozitif kontrol olarak histamin, negatif kontrol olarak serum fizyolojik kullanılır. Pozitif kontrol optimum bir değerlendirme için mutlaka en az 3 mm kabarıklık göstermelidir. Pozitif kontrol için kullandığımızın histaminin kızarması bize hastanın antihistaminik kullanmadığını gösterir. Diğer test sonuçları bu pozitif kontrole göre değerlendirilir. Negatif kontrol de mutlaka negatif sonuç vermelidir.
Alerjik Rinit Tedavisi : sorumlu alerjen biliniyorsa mümkün olduğunca bu alerjenden korunma, ilaç tedavisi ve immünoterapi (aşı tedavisi) şeklinde üç seçenekten biri veya bir
kaçı ile yapılır. Alerjenlerden korunma esastır. Alerjen ile temas tamamen önlenebilirse hastanın şikayetleri kaybolur. Alerji yol açan bazı alerjenlerden kaçınılması kedi köpek ve lateks gibi alerjenler için kolay olabilirken ev tozu ve polen için çok zor olabilir. Bu yüzden bunun minimum düzeye indirmesi gereklidir İlaç tedavisinde en sık antihistaminik adını verdiğimiz histamin maddesinin etkilerini engelleyen ilaçlar kullanılır. Bu ilaçlar burun kaşıntısı, hapşırma ve burun akıntısı gibi şikayetlere iyi gelir. Burun tıkanıklığına etkileri azdır. Bu nedenle burun tıkanıklığını açan ilaçlar ile kombine preparatları da vardır. Bu ilaçlar şikayet giderici olup kullanıldığı sürece etki ederler. Antihistaminikler uzun süre kullanıldıklarında artık hastaların şikayetlerinin kontrolünde yeterli olamayabilir ve genellikle bırakıldıklarında şikayetler geri gelir. Hastalığın ilerlemesini veya alerjik astım gelişimini önlemezler. Diğer bir ilaç grubu nazal steroidlerdir. Burun spreyi şeklinde kullanılan bu ilaçlar daha güçlü ilaçlardır. Ancak etkileri yavaş başlar. Bu ilaçlar da hastalığın ilerlemesini ve astım gelişimini önlemezler. Hekimin uygun gördüğü durumlarda burun içine uygulanan kortizonlu spreylerden de belirgin yarar sağlanır. Bu tür kortizon preparatlarının yan etkisi yok denecek kadar azdır.
İMMÜNOTERAPİ
Alerjik rinit tedavisi için esas yöntem immünoterapidir (aşı tedavisi). İlaçlardan fayda görmeyen, yeteri derecede fayda sağlanamayan hastalarda alerjen immünoterapi (aşı) tedavisi Dünya Sağlık Örgütü (WHO)’ nün onayladığı bir tedavidir. Etkinliği kesin kanıtlanmış olan bu tedavi yönteminde bu günkü standartlarda yüksek kalitede alerjenler kullanılmaktadır. Alerjik rinit şikayetlerini gideren, hastalığın ilerlemesini ve astım gelişmesinin engelleyen yapılabilecek en iyi tedavidir. Yapılan çalışmalar gösteriyor ki bu tedavi yaklaşık % 85 dolayında fayda sağlıyor. Ancak bu tedavinin özellikle doz artımı döneminde daha da iyisi tedavi boyunca bir alerjist tarafından yapılması ve takip edilmesi uygun olur. Tedavi hastanın verdiği klinik ve laboratuvar sonuçlarına göre 3 veya 5 yıl kadar sürer